MyaLL
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

MyaLL

PayLaşıLmayan ßiLgi Hiç ßir işe yaramaz
 
AnasayfaPortalliGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 ÇOCUKLARINIZLA KONUŞUN

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ÇaLı_KuŞu
FENERBAHÇE
FENERBAHÇE
ÇaLı_KuŞu


Mesaj Sayısı : 4
Puan Ver : <div class=\"js-kit-rating\" view=\"score\"path=\"\" title=\"\" permalink=\"\"></div><script src=\"http://js-kit.com/ratings.js\"></script>
Kayıt tarihi : 15/11/07

ÇOCUKLARINIZLA KONUŞUN Empty
MesajKonu: ÇOCUKLARINIZLA KONUŞUN   ÇOCUKLARINIZLA KONUŞUN I_icon_minitimePerş. Mayıs 08, 2008 7:10 pm

Çocuklarınızla konuşun!!!...
Bir gün susmayı öğrendim. Öyle bir sustum ki belki sonsuza kadar
susacaktım. Çünkü susmak benim küçücük dünyamda babamla kurduğum
iletişim tarzıydı.
Babam akşamları eve yorgun dönerdi. Ben bütün gün evde sıkılır, onun
gelişini iple çekerdim. Daha o kapıdan girer
girmez boynuna atılır onunla oynamak isterdim. Babam sarılır, öper
sonra da, hadi odana git, derdi.
Yemek hazırlanınca annem çağırır bu defa masada bir
araya gelirdik babamla. Onlar annemle konuşurken ben araya girer,
sesimi duyuramayınca da bağırırdım. Babam sinirlenir,
'Bütün gün insanlara kafa patlatmaktan bunaldım, birde sen kafamı
ütüleme!' derdi. Annem de 'Bütün gün zaten seninle uğraştım, bir çift
laf da mı konuşturtmayacaksı n babanla?' diye çıkışır, beni odama
gönderirdi.
Çaresiz bir şekilde boynumu büker odama yani hapishaneme doğru yol
alırdım. Babam arkamdan, 'Bizim bir odamız bile yoktu, her şeye sahip,
hâlâ ne istiyor anlamadım.' diye bağırmaya devam ederdi. 'Keşke benim
de bir odam olmasaydı, keşke bizim de evimiz bir odalı olsaydı da hep
birlikte otursaydık' derdim içimden; ama yüksek sesle söylemeye
cesaret edemezdim.
Yemekten sonra babam kanepeye uzanır, eline kumandayı alır, televizyon
seyrederdi. Beni yanına çağırır biraz severdi. Onun izleyeceği önemli
birşey varsa beni adeta yerimden bile kıpırdatmazdı. Azıcık hareket
edip koşup oynamaya çalışsam oda hapsim yeniden başlardı.
Bir gün anladım ki susunca babamla daha iyi anlaşıyoruz. Bu defa
susarak yapabileceğim oyunlar geliştirmeye başladım.
Önce resim yaparak başladım işe.
Babam çizdiğim resimleri çok beğeniyor; 'Bak, böyle uslu uslu oyna
işte.' diyordu. Babam bazen göz ucuyla bakıyor, resimle ilgili bir şey
sorsam afallıyordu. Ama bana kızarak beni artık odama göndermiyordu.
'Son günlerde ne de akıllandı benim oğlum.' diye komşulara anlatıyordu
annem halimi.
Resimlerim arttıkça ortalık dağılmaya başladı. Annem 'Odanı
topla!'diye odama kapattığında işe nereden başlayacağımı bilemiyordum.
Ben bunlarla uğraşırken zaman geçiyor; ama odamı toparlamayı
beceremiyordum. Annem odama gelip 'Bak sana resim yapmayı
yasaklayacağım. ' dedi bir gün.
Susuyor olmamı usluluk olarak değerlendiren ailem resim yapmayı da
elimden alırsa ben ne yapacaktım?
Bu düşüncelerle bir aile tablosu yaptım. Babam eve gelince
uygun zamanı kolladım. Her zamanki gibi yemekler yendi, odaya geçildi.
Babam oturur oturmaz çizdiğim resmi getirdim. Babam baktı. Hım, dedi
'Çok güzel olmuş. Bu adam benim herhalde.' dedi.
Ben 'Hayır o adam değil, bu çocuk sensin.'dedim.
O 'Hayır, bu adam benim, bu çocuk sensin, bu küçük kız da
arkadaşın.'dedi.
Ben yine 'Hayır, o büyük adam benim, bu küçük adam sensin, bu küçük
kız da annem.' dedim.
Babam benimle uğraşmaktan vazgeçip: 'Peki neden bizi küçük çizdin?'
dedi.
Heyecanla başladım anlatmaya.
Ben büyüyüp adam olacağım. İş bulup çalışacağım. Siz yaşlanıp
küçüleceksiniz. Beliniz bükülecek, komşumuz Ahmet amca ile Ayşe teyze
gibi küçücük kalacaksınız. Ben işten geldiğimde yorgun olacağım. Siz
benimle konuşmaya çalıştığınızda işyerinde kafam şişmiş olacağından
sizi duymayacağım bile. Siz benimle bir şeyler paylaşmak istediğinizde
'Hadi odanıza çekilin de kafa dinleyeyim.'
diyeceğim. Ve bir de bağıracağım 'Her şeylerini alıyorum. Sıcacık
odaları da var, daha ne istiyorlar' diye.
Annemle babamın gözleri fal taşı gibi açılmıştı.
Duyduklarına inanamıyorlardı ..
Bana sarılıp beni öyle içten bir okşayışları vardı ki sonsuza kadar
konuşsam hiç bıkmadan dinleyecekler gibiydi.
Farkında' Olmalı İnsan... Kendisinin, Hayatın Olayların, Gidişatın
Farkında Olmalı.
Ömür Dediğin Üç Gündür,
Dün Geldi Geçti
Yarın Meçhuldür,
O Halde Ömür Dediğin Bir Gündür,
O Da Bugündür.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
ÇOCUKLARINIZLA KONUŞUN
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
MyaLL :: Her TeLden :: Hikaye ßöLümü-
Buraya geçin: